0
ÜRÜNLERİMİZE BAKABİLİRSİNİZ
Büyüklük: 26,338 km2
Başkent: Kigali
Ana Liman Şehri: Karayla Çevrili Ülke
Nüfus: 13 milyon (Temmuz 2016)
Konuşulan Diller: Kinyarwanda (resmi), Fransızca, İngilizce
Kahve sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 400 bin üretici olduğu tahmin edilmektedir.
Çiftlik büyüklükleri: Ortalama 1 - 4 hektar
Yıllık kahve ihracatı: 130 bin adet kahve çuvalı
Kahve Yetiştirilen Bölgeler: Batı Şehirleri – Kabrizi, Kivu Gölü, Gishamwana adası, Güney Şehirleri – Butare, Nyanza, Kuzey Şehirleri – Rulindo, Doğu Şehirleri – Ngoma bölgesi
Yaygın Türler: Bourbon, French Mission Bourbon, Caturra, Catuai, Mibirizi
İşleme Metotları: Yıkanmış
Çuval Ağırlığı: 60 kilo
Ülkeye Özgü Tasniflendirme: High Grade (Yüksek Sınıf, elek büyüklüğü 16), Medium Grade (Orta sınıf, elek büyüklüğü 15), Ordinary (Sıradan, elek büyüklüğü 14 ve daha küçük).
Hasat Zamanı: Mart – Haziran
Stoklara Geliş Zamanı: Eylül – Aralık
Etiyopya haricindeki diğer kahve üreticisi Afrika ülkelerinde olduğu gibi Ruanda’da da kahve üretimi sömürgesi olduğu ülkenin kahve talebine cevap verebilmek adına başlamıştır. 1930’lu yıllarda Belçika yüksek verimli, düşük maliyetli türlerin yetiştirilmesini çiftçilere için zorunlu hale getirmiş ve kalitenin ve sektörün gelişmesi için pek fazla bir girişimde bulunmamıştır. Kahve bol, ucuz ve sıradan bir emtia olarak değerlendirilmiş ve sömürge hükümeti ihracatına çok katı düzenlemeler getirmenin yanısıra üreticilerden yüksek vergiler alarak sektörü adeta köleleştirmiştir. Ruanda’nın topraklarının %75’i tarım faaliyetleri için kullanılmaktadır. Nüfusun yaklaşık %35’i geçimini tarımdan sağlarken, büyük çoğunluğunun gelirinin belli bir miktarını kahve oluşturmaktadır.
Çok düşük pazar fiyatlarına rağmen 1990’lı yıllara gelindiğinde kahve en değerli tarımsal ihracat ürünü haline gelmiştir. Fakat kahve üretimi de ülkedeki tüm ekonomik alanlar gibi 1994 yılında gerçekleştirilen soykırım ile yıkıma uğramıştır. Yaşanan bu trajedide yaklaşık 1 milyon insan katledilmiş ve ülkenin gelişim ve kalkınma süreci de on yıla yakın süreyle durma noktasına gelmiştir. 2000’li yılların başında Ruanda hükümeti tarafından planlı bir şekilde yürütülen girişimlerle çiftçilerin nitelikli kahve kullanımını yeğlemesiyle yeni bir niş zirai pazar doğmuş ve bu durum sektörün belini doğrultulması adına büyük katkı sağlamıştır. 2004 yılında USAID’in destekleriyle ilk yıkama istasyonu kurulmuş ve Cup of Excellence mezatları başlatılmıştır. Bu gelişme ‘binlerce tepeli vatana’ eşsiz bir kahve üreticisi olarak uluslararası tanınırlık sağlamıştır.
Bugün, bu küçük ülke (yaklaşık Maryland kadardır), küresel kahve arzının sadece %0.2 sine katkıda bulunsa da nitelikli kahve üretimi, (soykırım sonrasında yapılan özverili çalışmalar sayesinde nitelikli kahve üreticisi bir ülke konumuna gelmiştir) karakteristik kahveleri ve haklı şöhreti sayesinde Afrika çıkışlı kahveler arasında üst sıralarda kendine yer bulmaktadır.
Ruanda kahvelerinin yaşadığı en büyük sıkıntıların başında tuhaf ve bu bölgeye özgü patates hastalığı gelir. Yakın komşuları Burundi ve daha nadir olarak da Demokratik Kongo Cumhuriyeti kahvelerinde de bu soruna rastlanmaktadır. Bu hastalığın sebebi kahve meyvesine yerleşen bir çeşit bakteridir ve kahve yeşil çekirdek veya parşömen halindeyken de kendini belli etmez ve sadece kavrulup demlendikten sonra anlaşılan bir çiğ patates kokusuna sahiptir. Daha çok tüm hasatta değil ama çekirdek bazında görüldüğü için kahvenin nitelikli sıfatını kaybetmemesi açısından çok dikkatli olunması gerekir.
Café Imports bu patates sorunu görülen bölgelerdeki, Ruanda da dahil olmak üzere, kahveleri satın almadan önce çok pek çok defa duyusal test ve analizden geçirerek kararını öyle vermektedir.
Bu noktada patates hastalığını tamamen yok edilebilmesi ve/veya en azından tespit edilebilmesi konusunda yapılan çalışmalar Ruanda’daki nitelikli kahve piyasası adına büyük önem arz taşır. Kesin bir sonuç alınıncaya kadar kahve satın alımcıları çok özel ve üstün kaliteli kahveler keşfetseler bile Ruanda kahvelerini satın alırken tekrar tekrar düşünmek zorunda kalacaklardır.
Kivu Gölü bölgesini ziyaret eden tadımcıları hem gölün doğu kıyılarında bulunan Kabrizi ve Kigeyo yıkama istasyonlarında hem de Gishamwana adasında -anakarada olduğu gibi patates hastalığının ve kahveyle beslenen diğer haşerelerin görülmediği gerçek bir kahve cennetidir- muhteşem lotlar keşfettiler.
Café Imports patates hastalığını tamamen yok edilebilmesi konusunda yapılan çalışmalara destek vermeye ve Ruanda kahvesinin halihazırda yakaladığı nitelikli kahve ünvanını daha da güçlenmesine katkıda bulunmaya devam edecektir. Ülkenin en temiz, en canlı ve en kaliteli kahvelerini yetiştiren üreticiler ile çalışma ayrıcalığına sahip olduğu için mutluluk ve gurur duymaktadır.
Ruanda kahvelerini çok seven Café Imports en iyilerini kahve severlerle buluşturma konusundaki istekliliğini sürdürecektir.