0
ÜRÜNLERİMİZE BAKABİLİRSİNİZ
Büyüklük: 27,830 km2
Başkent: Bujumbura
Ana Liman Şehri: Karayla Çevrili Ülke
Nüfus: 11,1 milyon (Temmuz 2016)
Konuşulan Diller: Kirundi (resmi), Fransızca, İngilizce
Kahve sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 700 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir.
Çiftlik büyüklükleri: Ortalama 0.5 - 1.5 hektar
Yıllık kahve ihracatı: 160 bin adet kahve çuvalı
Kahve Yetiştirilen Bölgeler: Gitega, Karuzi, Kayanza, Kirundo, Muyinga, Ngozi
Yaygın Türler: Bourbon, French Mission Bourbon, Jackson, Mibirizi
İşleme Metotları: Yıkanmış, az miktarda doğal
Çuval Ağırlığı: 60 kilo
Hasat Zamanı: Mart – Temmuz
Stoklara Geliş Zamanı: Ekim – Aralık
Burundi’de kahve üretimi roller coaster’ı andıran inişli çıkışlı bir seyir izlemektedir. Ülkenin Belçika sömürgesi olduğu zamanlarda kahve önemli bir nakit kaynağıydı ve ya Avrupa’ya ihraç edilir ya da diğer sömürgelerdeki Avrupalıların gereksinimlerini karşılamak üzere yollanırdı. Belçika’nın ülkeye hakim olduğu dönemlerde Burundili çiftçiler belli miktarlarda kahve üretimi yapmak zorunda bırakılmış ve bunun karşılığında ise oldukça düşük ücretler almış ve emeklerinin karşılığını görmemişlerdir. Ülkenin 1960’da bağımsızlığını kazanması ile birlikte kahve sektörü de diğer sektörlerde olduğu gibi, araştırma ve fiyat istikrarının sağlanabilmesi için gerekli olan durumlar dışında, özelleştirildi. Kahve çiftçiliği gözden düştü, kalite azaldı, kahve ağaçları talan edildi ve çiftlikler terk edildi.
1990’lardaki iç savaşın ülkeyi tarumar etmesi ve ekonomiyi tahrip etmesinin ardından, kahve yavaşça yeniden yükselmeye başladı ve tarım sektörünün belini doğrultabilecek ve ülkeye döviz girdisi sağlayabilecek bir güç olarak görülür oldu. 2000’li yılların başlarında komşu ülke Ruanda’nın kahvedeki başarısı ve kahve sektörü üzerinden kalkınması Burundi’ye örnek teşkil etti. Burundi kahve endüstrisine yatırımlar artmaya başladı ve sonucunda devlet ve özel sektör sermayesiyle kurulan işletmeler ve şirketler daha güvenilir bir ortam ve sayısız fırsatlar sundu. Küçük ölçeği ve bir o kadar da çalkantılı tarihine rağmen Burundi kahve sektöründe gelişen bir Afrika ülkesi konumunu kazandı.
Ruanda da ve az biraz da Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görülen “potato defect” (patates hastalığı) -kahvelerde çiğ patates tatları ve aroması bırakan bir mikroorganizmadır – Burundi için de önemli bir sorundur. Bu mikroorganizmanın yarattığı tahribat ne kahve parşömeninde, ne yeşil çekirdekte ne de kavrulmuş kahvede gözle tespit edilebilmektedir. Devam eden araştırmalar bu hastalığın giderilmesi konusunda olumlu neticeler vermiş ve önümüzdeki dönemde bu hastalığı sonsuza kadar geride bırakma adına umut vaad etmiştir.
Diğer Afrika ülkesi komşularında olduğu gibi Burundi de doğal olarak mikrolot şeklinde kahve üretimi yapmaktadır. Bunun sebebi ortalama bir kahve tarlasının büyüklüğünün 1 hektardan daha az olmasıdır. Üreticiler kahvelerini merkezlerde bulunan kahve yıkama ve ayrıştırma istasyonlarına yani SOGESTAL’lere (Sociéte de Gestion des Stations de Dépulpage Lavage) göndermekte ve burada çoğunca birkaç üreticinin kahveleri birleştirilerek ancak bir lot oluşturulabilmektedir.
Dolayısıyla Burundi kahvelerini tek üretici, tek çiftlik, tek tür gibi nitelikler üzerinden satın almak neredeyse imkansız olmakta, daha ziyade yıkama istasyonu adı altında dolaşımı sağlanmaktadır. Örneğin Kayanza bölgesinde 21 adet yıkama istasyonu bulunmaktadır. Gackowe, Butezi, Gatare, ve Kiryama bu istasyonlardan birkaç tanesidir.
Yönetimine bağlı olarak özel veya kamu idaresinde olabilen istasyonlarda işleme süreçlerine gösterilen önem kahvelerin kalitesini ve homojenliğini belirler. Burundi’deki işleme yöntemi Kenya'daki işleme yöntemine büyük ölçüde benzer: Kahve nektarından ayrıldıktan sonra 12 saat süreyle kuru fermantasyondan geçirilir; ardından 12-18 saat arası dağ suyunun içerisinde bekletildikten sonra yükseltilmiş tablalarda üzerinde parşömenle birlikte kurutulur.
Café imports büyüklüğü ancak Maryland kadar olan bu küçücük ülkeyi 2006 yılından beri ziyaret ediyor, 50 farklı istasyondan gelen kahveleri tadıyor ve genellikle komşusu Ruanda ile benzetilen ya da mukayese edilen kahvelerini bu kadar değerli ve farklı kılan, ayrıştıran özelliklerini keşfetmeye çalışıyor. Karayla çevrili bir ülke olması, yoksulluğu ve hala süregiden tarihsel siyasi huzursuzluklar lojistik olarak mikrolotları satın almayı ve ihraç etmeyi fazlasıyla güçleştirmektedir. Acımasız sömürgecilik yıllarından kalan etkiler ve artçı şoklar gelecek kuşaklar tarafından hissedilmeye devam edecek gibi görünmektedir.
Burundi’den gelecek olan kahveleri Cafe Imports her yıl elleri ayakları heyecandan titreyerek bekliyor. Aralarından en iyileri tadım puanlarının en üst sıralarını zorlayacak seviyede oluyor. Bunlar tatlı-meyvemsi, incir reçeli, çiçeksi ve narenciye parlaklığına sahip olanlar. Burundi’de nitelikli kahve arayışı başlamadan önce bu eşsiz kahveler diğer ticari kahveler ile paçallanıyordu. Café Imports’un CEO’su ve baş satınalımcısı Jason A. Long Burundi’yi nitelikli kahve kaynağı olarak izlemeye başlayan ilk birkaç kişiden biridir. O günden bu yana Burundi’deki en karakteristik, asiditesi en sağlam ve evet en parlak kahveleri keşfetmeye ve pazara sunmaya devam ediyor.