0
ÜRÜNLERİMİZE BAKABİLİRSİNİZ
Bir çubuğun ucuna takılı elek/tülbentteki kahveye dökülen sıcak suyla süzme işlemini yapan alet muhtemelen FrenchPress’in atasıydı. Faliero Bondanini’nin tasarımlarını 1958’de Fransa’da üretmesiyle ise başta Danimarkalı Bodum yoluyla Avrupa’da FrenchPress olarak tanınmaya başlamıştır.
Peki, bu bir zamanların en gözde evde kahve demleme aracı noldu da tahtından apar topar indirildi? Belki de elimizin altında olmasının getirdiği bir küçümsemedir sebep. Kır çay bahçelerinde ıhlamur-adaçayı sunulması. Bayat, öğütülmüş süpermarket kahveleri çağının tüm cefasını çekmesi. Ve bir de en cilalısından “kettle baristacılığının” onu “anneannemizin metodu” yaftasıyla damgalaması.
Neyse. Gelelim sadede. En sade suya tirit manuel demleme aracıyla bile harika kahve yapılabilir. Gerçek bir klasik olan FrenchPress’e iade-i itibarın zamanı geldi. Ucuzluğu, kullanıcı dostu oluşu, yalın tekniği ve kahvenin aroma/tatlarını verebilmesiyle bunu fazlasıyla hak ediyor.
Demleme boyunca sıcaklık stabilitesi sağlar
Kağıt filtre istemediğinden kokusu da yoktur; çevreye duyarlıdır
Doğru temizlenirse kahve yağları birikmez
Tüm yağlar kahveye geçtiğinden yoğun gövdelidir
Müthiş bir teknik ya da baristalık istemediğinden öğrenme eğrisi kısadır
Şeytan ayrıntıda gizlidir. İki basit müdahale ile deneyiminizi inanılmaz ölçüde değiştirebilirsiniz:
Bir de demlenme aşamasında kapağını kapatmayarak CO2 salınımını çoğaltıp çözünmeyi arttırabilirsiniz. Ancak bu ısısal kayba yol açabilir.
Kapağı bastırıp kahveyi hemen bir fincana alın ki acılaşmasın. Sonuna kadar bastırmayın ama. Bir de, FrenchPress termos değildir.
Daha az müşkülpesent bir metotdur ve tatlı, şurubumsu gövdeli bir kahve yapar. Kalitesiz filtreler ince partikülleri geçirdiğinden tebeşirimsi bir tat da bırakabilir. Espro markasının paslanmaz çelikten ve camdan çift mikrofiltreli FrenchPress’leri iyi bir tercihtir.
Olabildiğince ince ama partiküllerin filtreden geçemeyeceği kadar da kalın çekin.
Bastırırken filtre aşağıya yamuk inerse partiküller etrafından kaçabilir. Panik yok. Kapağı çıkarıp sıcak suda yıkayın ve baştan başlayın. 20-30 saniyede yumuşak bir şekilde bastırabilmelisiniz.
Kahve/su oranında 1’e 15 ile 1’e 17 arasında bir ölçü tutturabilirsiniz. Su sıcaklığı da 95C’den az olmasa iyi olur. Süreniz ise minimum 5dk’yı bulabilir. Biz 8dk’ya kadar çıkıyoruz, bilginize.
Damlatma/dökme (drip/pourover) yöntemlerinde su kahve yatağını kateder. Çok sıcaktır ve bitter tatlar baskındır. Devamında su soğur ve demleme kabiliyeti zayıflar; kahvenin tamamını eşit oranda çözemez. Kenarlardaki daha az ortadakiler ise daha çok demlenir, acılık artar vs. FrenchPress’teki immersiyon yönteminde ise bu sorunlar çoğunca yaşanmaz.
Bu yöntemlerde ayrıca düşük su miktarı kahve yatağını yeterince ıslatamaz ve çözünme tam gerçekleşmez. İmmersiyon kötü değirmenin üreteceği uniform olmayan partikül hatalarını satürasyonla kısmen telafi eder.
Döküş tekniği, öğütme seviyesi gibi unsurlar demleme süresini belirler. FrenchPress’te ise kahveyi potun içinde 1 gün de bekletebilirsiniz 30 saniye de. Tabi iyi bir kahve alıp almayacağınızdan bağımsız bir durumdur bu.
Suyu bir kerede eklemek sürekli bir ısısal enerji üretmeyeceğinden yavaş, kademeli bir demleme görülür. Ama bu da konsantrasyon gradient’i sorunua yol açar. Bu nedenle biraz daha fazla kahve koymak iyi olabilir. Yüzeydeki sürtünme efekti de az olduğundan aşırı demlenme riski azalır.
French Press Demleme Kartı Ön Sayfasını İndirmek İçin Tıklayın
French Press Demleme Kartı Arka Sayfasını İndirmek İçin Tıklayın